Özümüzle Üretiyoruz Projesi yürüttüğümüz çalışmalarda tespit ettiğimiz en önemli noktalardan bir tanesi de; işveren için engelli istihdamındaki en önemli referansın o iş yerinde daha önce çalışan engellilerin olmasıydı.
Özümüzle Üretiyoruz Projesi yürüttüğümüz çalışmalarda tespit ettiğimiz en önemli noktalardan bir tanesi de; işveren için engelli istihdamındaki en önemli referansın o iş yerinde daha önce çalışan engellilerin olmasıydı. Engelli işçinin bıraktığı iyi veya kötü izlenim diğer engelli adayların değerlendirilmesi noktasında çok önemli bir kriter olarak ortaya çıkıyordu. Bunun çok çarpıcı bir örneğini pek çok iş yerinin kapısından dönen, bir elini ve bacağını kullanmakta fazlasıyla zorlanan bir engellimizin istihdamında yaşadık.
Engelli arkadaşımızı ilk götürdüğümüz firma da onun bu engelini bir “engel” olarak görmüş, arkadaşımızın içindeki çalışma isteğini fark edememişti. Bir kapıdan daha dönmenin üzüntüsünü yaşayan arkadaşımıza ümitsiz olmamasını mutlaka bu azminin bir karşılığı olacağını söyledik. Ve bir önceki hafta iş görüşmesi gerçekleştirmiş olduğumuz; engelli istihdamı konusunda bizde olumlu izlenim bırakan bir firmayla onu buluşturmaya karar verdik. Görüşmeler bizim umduğumuz onun ise hiç beklemediği bir şekilde gerçekleşti ve olumlu neticelendi. Bir gün sonra resmi prosedürleri halletmek için işverene gittiğimizde engelli arkadaşımızla karşılaştık, evraklarını teslim etmiş ve eksik kalmış bir tane evrağını tamamlamak için iş yerinden çıkıyordu. O üzgün kişi gitmiş yerine içindeki sevinç fazlasıyla dışa yansıyan umut dolu bir kişi gelmişti.
İşverenin yanına gittiğimizde işveren de bize engelli arkadaşımızın evrakları teslim ederken çok mutlu olduğunu, kendilerine çok teşekkür ettiğini, bu durumun kendilerini ve ilgili bölümdeki görevlileri çok etkilediğini anlattı. Engellimizi bu kadar kolay istihdam etmelerinin nedenini; daha önce aynı engele sahip bir engelli işçi istihdam etmiş olduklarını ve o engellide fırsat verildiği taktirde kişinin engeli ne olursa olsun, çalışma azmine sahipse her şeyin üstesinden gelebileceğine şahit olduklarını söyleyerek açıkladı. Engelli arkadaşımıza referans olan yine bir engelli olmuştu.
İlk öğrenimini dünyaya geldiği İstanbul Kartal’da tamamladı. Orta öğrenimini Erenköy Kız Lisesi’de, üniversiteyi İÜ, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okudu. Çeşitli özel eğitim kurumlarında gönüllü olarak öğretmenlik, yöneticilik yaptı. 1996 yılında Marmara Üniv.’de akademik kariyerine başladı. 1999’da “Ehl-i hıref Defterlerinde Kâtipler (Cemâ’at-i Kâtibân-ı Kütüp)”, adlı teziyle yüksek lisansını, aynı üniversitede “Arşiv Kaynaklarına Göre XVI. asırda Sarayın Sanatı Himayesi” adlı teziyle 2007 yılında doktor ünvanını alarak mezun oldu. Üniversite yıllarında başlayan hüsnühat sanatına olan merakının sonucunda 2000 yılında Hattat Hasan Çelebi’den Sülüs-Nesih yazı alanında icazetini (diplomasını) aldı. 2008 yılından itibaren uluslararası karma hüsnühat sergileri, icazet törenleri ve sempozyum organizasyonunda bulundu; kuratörlük yaptı ve sanatçı olarak katıldı. Yurtdışında önemli üniversite ve müzelerde davetli olarak workshoplara katıldı, konferanslar verdi. 2013 yılında İÜ, İlahiyat fakültesinde öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı. Uluslarası ve ulusal kongre ve sempozyumlarda bildirilerinin, makalelerinin yanında; Dünden Bugüne Hanım Hattatlar, XVI. Asırda Sarayın Sanatı Himayesi, Nokta ve Çizgiler Arasında Hasan Çelebi, II. Abdülhamid Han Devri Önemli Restorasyonları: Şam Emevi Câmii ve Selanik Ayasofya Câmii, adlı yayımlanmış kitapları vardır.
1952 yılında Balıkesir’de doğdu
1943 yılında Konya’da dünyaya geldi. ilk öğrenimini İstanbul’da, orta öğrenimini Konya’da tamamladı. İÜ Hukuk Fakültesi’nden 1970 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarında kardeşiyle birlikte inşaat faaliyetlerinde bulundu, proje müdürü ve şantiye şefi olarak görev yaptı. 1967 yılında kurulan İstanbul İnşaatçılar Derneğinin ilk üyeleri arasında yer aldı. 1971 yılında Konya’ya dönüp serbest avukat olarak çalışmaya başladı. Özellikle İmar Hukuku, İdare Hukuku ve Ceza Hukuku alanında ihtisas kazanıp, bir çok Belediye’nin İmar İşleri ile ilgili Avukat’lığını üstlendi. Aynı zamanda sporla da ilgilenip, 1980’de kuruluş tüzüğünü hazırladığı Konya Spor’da İdarecilik yaptı.
